Translate

5 Temmuz 2016 Salı

KARIN AĞRISI

Akut karın ağrıları ani ya da yavaş başlayan ancak 6 aydan daha kısa süreli olan karın ağrılarıdır. Karın ağrısının 6 aydan uzun sürmesi durumunda kronik karın ağrılarından bahsedilir.

Çoğu karın ağrısı çok ciddi olmamakla birlikte karın ağrılarının yaklaşık %10'u  yaşamı tehdit eden ya da cerrahi girişim gerektiren bir nedeni işaret eder.

Karın ağrısı geçici bir bozukluk nedeniyle ortaya çıkabileceği gibi ciddi bir hastalığa ilişkin bir yakınma da olabilir. Karın ağrısı olan kişilerin yaklaşık %35 tanımlanabilir bir neden bulunamaz

 Karın ağrıları öncelikle acil girişim gerektiren akut karın ağrıları ve kronik karın ağrıları olarak iki kategoride değerlendirilir. Akut karın ağrıları da yaşamı tehdit edebilen akut batın ve akut batın olmayan karın ağrıları olarak iki grupta değerlendirilir

Ağrının yeri, ağrı yapan nedeni anlama açısından önemlidir.

 Karın ağrısı olanların %75’i  18-45 yaş arasındadır. Bununla birlikte farklı yaşlardaki kişilerde sorunlar farklı oranlarda görülür. Yaşlı hastalarda karın ağrısının ciddi bir hastalığın belirtisi olma olasılığı daha fazladır ve sıklıkla cerrahi girişim gerektirir.

karın ağrısının akut / kronik oluşu, ne zaman başladığı, süresi, niteliği, yeri ve ağrının yayılımı önemlidir. Bunun  yanında, meslek, sosyal yaşam durumu, kullanılan ilaçlar, daha önceden geçirilen ameliyatlar, yakın zamanda yapılan seyahatler gibi konular da önem taşır. Özellikle ağrının başlangıç şekli, başlangıç yeri ve sonra sabitleştiği bölge, şiddeti, sürekliliği, azalıp çoğalmasının olup olmadığı, yayılımı, ağrıyı arttıran ve azaltan durumların olup olmadığı önem arz eder.

Ağrıyla beraber bulantı, kusma, ishal, ateş, idrar yakınmaları, regl durumu gibi durumların olup olmadığı ağrı nedenini işaret edebilir.
Karın ağrısıya beraber en sık görülen belirti bulantı-kusmadır. İshal barsak iltihabının en önemli göstergesidir.

Apendisitte ağrı göbek çevresinde başlar ve birkaç saat sonra karın sağ alt tarafına yerleşir. Ayrıca bulantı ve kusma sık görülür.


Acil Durumlar

Akut Batın: Birkaç saat süren nedeni belirsiz şiddetli karın ağrısı olarak tanımlanır ve cerrahi acil durum olarak kabul edilir. Ani başlayan ve genellikle cerrahi girişim gerektiren, asıl şikayetin karın ağrısı olduğu karın içi organlardan kaynaklanan bir durumdur. Bu durum ilerleyicidir ve erken tedavi edilmediğinde yaşamı tehdit eder.  Başlıca belirti, ya aralıklı ya da sürekli ağrı şeklinde hissedilen, kendiliğinden oluşan ağrıdır.

. Genellikle acil cerrahi gerektiren karın ağrıları

  • Akut apandisit
  • Akut mekanik ileus
  • Karın ameliyatlarına bağlı yapışıklık
  • Tümörler
  •  İnvajinasyon, volvulus 
  • Yabancı cisim veya safra taşına bağlı tıkanıklık
  • Perforasyon, primer olarak gastrik veya duodenal ülser, divertikülit 
  • Periton iltihabı ile birlikte akut kolesistit 
  • Rahim dışı gebelikte tüp yırtılması
  • Karın travmaları
  • Damarsal sorunlar


Genellikle acil cerrahi gerektirmeyen karın ağrıları

  • Akut gastrit, gastroenterit 
  • Peptik ülser
  • Akut hepatit
  • Safra Taşı
  • Böbrek Taşı
  • Ailevi Akdeniz ateşi 
  • Diyabet
  • Addison krizi 
  • endometriozis 
  • Orak hücreli anemi atağı 
  • Kurşun zehirlenmesi 
  •  Karın duvarı kanaması
  •  Henoch-Schönlein purpurası 
  •  Sistemik Lupus, Poliarteridis nodosa
  •  Pankreatit


 Karın ağrısına neden olan karın dışı patolojiler

  • Bazal pnömoni
  • Plörezi Spontan pnömotoraks
  • Myokard İskemisi
  • Ampiyem
  • Perikardit
  • Akciğer İnfarktüsü
  • Kosta fraktürü 
  • Testis torsiyonu 


 Akut gastrit ağrısı mide bölgesinde şiddetli ağrıya dönüşebilen yaygın baskı ile karakterizedir. Yemek yeme ağrıyı şiddetlendirir. Kusma çoğunlukla rahatlama sağlar. Yakınmalar birkaç saat ile birkaç gün arasında geçer.

 Ağrının omuza yayılımı kolelityazise, inguinal ve genital bölgeye yayılımı nefrolityazise, sırta yayılımı pankreas hastalıklarına, aort anevrizmasına veya ülser perforasyonuna işaret eder. Yatar pozisyonda iken ağrının artması reflü hastalığına ve pankreas hastalıklarına işaret eder. Ayakta iken ağrının daha şiddetli olması hernilerde görülen bir durumdur. Hareket ile ağrının artması karın duvarı olaylarını (travma gibi), vertebrojenik ağrıyı (diskopati gibi) veya reflü hastalığını gösterir. Kolelityaz, pankreatit, abdominal angina, İBS ve gastrointestinal stenozlarda tipik olarak yemek yedikten sonra ağrı artar. Ülserler ve İBS’da tipik bir diurnal ritm söz konusudur. peptik ülser ağrıları gece uykudan uyandırır. Antiasitlerle rahatlar. İBS'da ağrı yemekten hemen sonra görülür. Gece asla olmaz. Sabahları vardır Karın ağrısı çocuklarda da sık görülen bir durumdur ve en sık ağrı tipidir.Çoğu nedeni bilinmeyen, kendiliğinden iyileşen karın ağrısı tanısı alır;


Cinsiyet karın ağrısının değerlendirilmesinde önemlidir. Jinekolojik durumlar çıkarıldıktan sonra, kadınlarda erkeklerden iki kat daha sık görülür.


4 Temmuz 2016 Pazartesi

HEMOPTİZİ (ÖKSÜRÜKLE KAN GELMESİ)

 Hemoptizi  terimi üst solunum yolları, ağız ve diş bölgesi, mide-bağırsak sistem kanamaları dışlandıktan sonra kullanılır. Enfeksiyon  hemoptizinin en sık  sebebidir.
                En sık hemoptizi sebepleri, akut ve kronik bronşit, zatürre, verem ve akciğer kanseridir.

 - Akciğer kanseri açısından riskli durumlar 
  • Erkek cinsiyet
  • 40 yaşın üzerine olma
  • 40 paket/yılının üzerinde sigara kullanımı, 
  • Hemoptizinin bir haftadan fazla sürmesi olarak özetlenebilir.


Tanım
Hemoptizi; akciğerde kanama sonucunda akciğerlerden veya bronşlardan gelen kanın dışarı atılmasıdır.
Hemoptiziler yoğun ve yoğun olmayan şeklinde sınıflandırılır. Yoğun hemoptizi tedavi edilmediği zaman ölüm oranı %50’dir. yoğun hemoptizi 24 saatte 100 ml ile 1000 ml arasında bir miktarda kanamadır.  Son 24 saatte 30 ila 50 ml kan kaybı olanların hayati tehlikesi vardır; tetkik ve tedavi edilmek üzere hastaneye yatırılmalıdır.



  • hemoptizisi olan kişinin çocukluk dönemi de dahil, daha önce geçirdiği hastalıklar, kalp veya romatizmal hastalıklar, yakınlarında verem olup olmadığı, sigara kullanımı, travma, kullandığı ilaçlar ve kokain kullanımı gibi alışkanlıkları önemlidir
  • Üst solunum yollarından kaynaklanan bir kanamayı tespit etmek için ağız ve boğaz bölgesi dikkatleincelenmelidir
  • Enfeksiyon  hemoptizinin en sık rastlanan sebebidir, hemoptizinin %60-70’inden sorumludur.


3 Temmuz 2016 Pazar

HALSİZLİK

Halsizlik toplumda özellikle de kadınlarda daha sık görülen ve kişinin günlük fiziksel, sosyal ve psikolojik aktivitelerini bozan bir durumdur. Psikiyatrik problemler başta olmak üzere pek çok  hastalığın belirtisi olarak ortaya çıkabilir.

Tanım
Halsizlik günlük hayatta en sık karşılaşılan sorunlardan biridir. Halsizlik genelde günlük aktivitelerini yürütmekte zorluk, duygusal ve konsantrasyonda değişiklikler, aktivite başlatmakta yetersizlik ile kendini gösterir


1. Sekonder halsizlik: Altta yatan bir hastalığa bağlı 1 aydan fazla 6 aydan kısa süren halsizlik.
2. Fizyolojik halsizlik: Egzersiz, uyku, beslenme ve diğer aktivitelere bağlı olup altta yatan bir sebebe bağlı olmayan ve dinlenmekle geçen halsizlik. ergenlik çağında ve yaşlılarda daha sıktır. Yetersiz dinlenme, zihinsel gerginlik ve beden yorgunluğu neden olabildiği gibi tam tersi olarak hareket azlığı da bir etkendir.
3. Kronik halsizlik: 6 aydan uzun süren ve dinlenmekle geçmeyen halsizlik.

Nedenleri

Halsizlik çok farklı sebeplerin bir sonucu olarak ortaya çıkabilir. Kronik hastalıklar ve psikiyatrik problemler genelde kronik halsizlik yapar.Halsizliğin en sık nedenleri ise:
  • Psikolojik (kaygılar, depresyon vb)
  • Enfeksiyonlar 
  • Kanserler
  • Romatizmal Hastalıklar
  • Kalp Hastlıkları
  • Akciğer Hastalıkları
  • Kan Hastalıkları (Kansızlık vb)
  • İlaçlar
  • Hormonlar nedenlerdir.

D vitamin eksikliği: D vitamin eksikliği de halsizlik ve kas ağrıları ile ortaya çıkabilmektedir. Bol güneş ışını alan ülkemizde, sanılanın aksine daha sık D vitamin eksikliği görülmektedir. Gün boyu çalışma ve geri kalan saatlerin hipermarket gibi kapalı alanlarda geçirilmesi güneş ışınlarından faydalanmayı azaltıyor olabilir. Güneş görmeyen mekanlarda ikamet de etkenlerden olabilir. Bu nedenle özellikle yaşlı kişilerde D vitamin düzeyi kontrolü yerinde olabilir.


Tedavi

Kronik halsizlik durumunda tedavi olarak genelde antidepressan tedaviler ve davranış terapileri tercih edilir. Ancak bu tedavileri uygulamaya çalışırken psikyatristlerin de desteğini alarak tedaviyi yönlendirmek gerekir. Kronik halsizlikte faydası olduğu gösterilmiş hiçbir beslenme şekli yoktur, ancak dengeli beslenme önerilir. Düzenli egzersiz, en kısa zamanda işe başlamak her türlü halsizlikte olumlu sonuçlar vermektedir. Düzenli aerobik aktivite (ör: haftada en az 4 kez 30dk yürüyüş) dinlenmekten daha etkili bir yöntemdir.
Fizyolojik Halsizlik tedavisinde; yeterli uyku sağlanmalıdır (yaklaşık 7-8 saat). Doğru uyku hijyeni sağlanması konusunda bilinçlendirme (sabah aynı saatte uyanma, öğleden sonra aktivite düzeyini arttırma, yatmadan önce egzersiz yapmama, gün boyu parlak ışığa maruz kalmama, yatmadan 2 saat öncesine kadar sıcak banyo, kafein, nikotin, alkol ve aşırı sıvı ve gıda alımından kaçınma, yatmadan önce ışık ve sesi minimale getirme, televizyonu kapatma). Kısa süreli gündüz uykuları 1 saati geçmemeli ve öğleden sonra ile sınırlandırmalıdır. 

Aneminin eşlik ettiği hastalıklarda veya sadece anemi kaynaklı halsizlikte demir tedavisi ile kişi kendini daha iyi hissedecektir.
 D vitamin eksikliği saptanan kişiler D vitamini kullanmalı ve hergün en az 20-30 dakika güneşlenmelidir

2 Temmuz 2016 Cumartesi

DİSÜRİ (AĞRILI İDRAR YAPMA)

Ağrılı idrar yapma olarak tanımlanan disürinin en sık nedenleri

  • Üriner sistem enfeksiyonları, 
  • İdrar yollarında taş olması
  • Mesane tümörü, 
  • Üriner sistem tüberkülozu
Disüri en sık cinsel aktif kadınlarda görülür. Bakıma muhtaç yaşlılarda, özellikle huzur evinde kalanlarda üriner enfeksiyonun sebep olduğu disüri oranları yüksektir. Günlük en az 2-2,5 lt su içilmesi ve kişisel hijyene dikkat edilmesi başta olmak üzere koruyucu önlemler disüriyi büyük oranda engelleyecektir

Tanım
 Disüri ağrılı idrar yapma olarak tanımlanır. Ağrı, yanma şeklinde tarif edilir ve genellikle erkekte penis ucunda hissedilirken kadında üretrada hissedilir
             Bebek ve çocuklarda disüriye daha az rastlanmaktadır. İnfantil dönemde üriner enfeksiyonun ilk bulgusu ateş ve sepsis belirtileri olabilir. Bebek ve çocuklarda çok kötü kokulu idrar, ateş, sık idrara çıkma görülmektedir. Disüri çocuklarda kış mevsiminde daha sık görülen bir durumdur. Uzun süre idrar tutma alışkanlığı olan(oyun sebebiyle) çocuklarda da üriner enfeksiyon ve disüri sıklığı artmaktadır.
            Erişkin kadınlarda disüri sıklığı erişkin erkeklerden 10 kat fazla iken yaşlı kadın ve erkeklerde görülme sıklığı hemen hemen aynıdır. Bazı hormonal ve psikolojik durumlar da disüriye sebep olarak gösterilebilir. 

Risk Faktörleri: 
  • Genetik: Doğuştan yapısal veya işlevsel bozukluklar
  • Önceden geçirilmiş idrar yolu enfeksiyonu yenisi için risk faktörüdür 
  • Yaşam tarzı: Balayı sistiti yeni evli kadınlarda yoğun cinsel aktiviteye bağlı 
  • Cinsel yolla bulaşan enfeksiyona bağlı disüri: Korunmasız şüpheli kişilerle cinsel ilişki yaşayanlarda 
  • Gebelik 
  • Psikososyal: Cinsel istismar 
  • Şeker hastalığı
Öneriler:
  •  Günlük en az 2-2,5 lt su içilmeli 
  •  Kişisel hijyene dikkat edilmeli 
  • Cinsel yolla bulaşan hastalıklarda mutlaka partnerin de tedavi alması sağlanmalı 
  • Kadınlar tuvalet temizliğini önden arkaya doğru yapmalı, antiseptik solüsyonlar kullanılmamalı, iç çamaşırlar pamuklu seçilmeli ve sık değiştirilmeli
  •  Özellikle çocukların uzun süre idrar tutmamaları konusunda aileler özen göstermeli

1 Temmuz 2016 Cuma

HEMATÜRİ (İDRARDA KAN BULUNMASI)


Hematüri idrarda kan bulunmasıdır. İster makroskobik isterse mikroskobik olsun her düzeydeki hematüri ciddiye alınmalı ve aksi ispat edilinceye kadar idrar yolunun kötü huylu bir hastalığı gibi düşünülmelidir. Elli yaş üstünde hematürinin en sık nedeninin mesane kanseri olduğu unutulmamalıdır. Hematüri zamanı, ağrı varlığı, pıhtı olup olmaması, pıhtı şekli ve yapısı önemlidir.




  Hematürinin sık rastlanan nedenleri şunlardır: 

  • Kanserler: Mesane, Böbrek, Prostat, Üreteral,Üretral 
  • Üriner Taş Hastalığı
  • Üriner Yol Enfeksiyonları
  • Antibiyotikler (rifampin) 
  • Şeker ve Tansiyon hastalığı
  • Kronik Böbrek hastalığı 
  • Orak hücreli anemi 
  • Damar yapısındaki bozukluklar 
  • Prostat büyümesi
  • Radyasyon veya Kimyasal Kaynaklı Sistitler 
  • Üriner Travmalar 
  • Prostat İltihabı
  •  Egzersiz Hematürisi 

 Gözle görülebilecek miktarda kan olması makroskopik hematüri olarak tanımlanır. Kanamanın gözle görülebilmesi için her 1000 ml idrarda 1 ml kan olması yeterlidir. 2. Bir diğeri ise AUA (American Urological Association) kılavuzlarında belirtildiği üzere, uygun bir şekilde alınmış 2 veya 3 idrar örneğinin 2’sinde mikroskopik incelemede kırmızı kan hücresinin bulunması olarak tanımlanan mikroskobik hematüridir. 
Eğer bir kadın hastada hematüri varsa idrar analizi sırasında menstrüasyon kanaması ekarte edilmeli veya mensturasyon sözkonusu ise idrar analizi için örnek alımı açısından daha fazla özen gösterilmelidir. 

Kişinin mutlaka cevaplaması gereken sorular;

  • İdrarınızdan kan geliyor mu/ idrarınız kırmızı renkte mi? 
  •  İdrarın hangi aşamasında hematüri oluşmaktadır? (başlangıç, idrar sonu veya tüm akım süresince) 
  • Hematüriyle birlikte ağrı var mı? 
  •  Pıhtı var mı? 
  •  Eğer pıhtı varsa şekilli midir? 
  •  Kilo kaybı? 
  •  İlaç alımı var mı?